21 May 2011

Her Yerim Yara Bere İçinde: Ya Kalbim!

"...
Terasa asılı çamaşırların
arasında öpüştüğümde anladım
ıslaktır aşk
ve mahkumdur kurumaya"


-Böyle işte hacı. Ne biçim adamlar vardı. Ufak rakı eşliğinde, pırıl pırıl günler, ışıl ışıl geceler, vadeden.
-Sanıyormusun sikimde. Kızgın değilim, illaki bitecek. Sonunda cesareti güçlü, öngörüsü zayıf olan, yeniden kırabilirim bu döngüyü mutlu olabilirim diyecek. Ki haklı desin. Tecrübe ve öngörülü olan ki buda ben oluyorum. Tırstığı için başına geleceklerden hep erteler. Vurur gözüne cigaranın. Olmuyor bir daha şeklinde kendini tüketir. Arada olmuyor dedikçe insanlar uzaklaşır bundan. Yalnız bir şekilde kimseye kızgın olmadan Paul Mc Cartney dinler. Mutlu hayaller kurar, geride kalmış olsalar da güzel günleri düşünür.
- Siktir lan. Efkar bu evlat komple yaptığın. Bakınca görmüyoruz gibi bir izlenim uyandırdık zannımca sende ondan bizi hafife alıyon. Görüyoruz. Ama elden ne gelir ki? Daha adam gibi cigara bulamıyorum. Hep bok. Ne diyeyim. Düzelir evlat geri gelir mi diyeyim. Hoş gelse de sen ne olucaksın ne halde olucaksın. Kabullenecekmisin? eee o vakit ben ne diyeyim. Ne gelir elimden aptala bağla hiç yokmuş gibi davran benim olayım bu.
Ayrıca, senide ayıktırıyorum. Bütün keyifçi müptezelleri ayıktır. Öküz gözü şahane şarap artık kova kesmiyorsa ki beni kesmiyor. yanında öküzgözü villa doluca. yakın eski güzel günlere dönüş.

Hiç yorum yok: